top of page

Osmanlıca Kuran-ı Kerim 1926
Çeviren: Süleyman TEVFİK

 

Kur’ân-ı Kerîm’de veya hadiste Kur’an’ın başka dillere tercümesini açıkça emreden yahut yAsaklayan bir ifade yoktur. Ancak bilhassa fıkıh eKollerinin oluştuğu dönemlerden itibaren bu hususun tartışmalara konu edildiği görülür. Bir kısım âlimler, bazı âyetlere ve sünnetteki uygulamalara bakarak Kur’an’ın tercümesini zaruri görürken diğer bir kısmı yine Kur’an’dan hareketle onun başka dillere çevrilemeyeceğini, lafızları itibariyle de mu‘ciz olan Kur’an’ın başka dillere nakli halinde bu özelliğinin ortadan kalkacağını ileri sürmüşlerdir.

 

Uygulamada ise tercümeyi savunanların fikri geçerli olmuş ve eskiden beri Kur’an değişik dillere çevrilmişTır.

 

Tercümeyi genel olarak harfî (lafzî) ve tefsirî (mânevî) diye ikiye ayırmak mümkündür. Harfî tercüme nazmın nazma, tertibin tertibe, hatta kelimelerin birbirine muvafık olması şartıyla bir dildeki lafızları başka bir dildeki benzer lafızlarla ifade etmekTır (M. Abdülazîm ez-Zürkanî, II, 7). Bu tercüme şeklinde asıl dildeki hiçbir kelime atılmaz.

Kur’ânı Kerîm açısından bakıldığında harfî tercüme, ''mütercimin kapasitesi ve dilin yeterliliği nisbetinde Kur’an’ın her lafzının yerine ter-cüme edilen dilde o lafzın karşılığı olan başka bir lafzın konması, Kur’an’ın kelime, ibare yahut nas cihetiyle Arapça’dan başka bir dile aktarılması'' şeklinde tanımlanabilir. Bu tür çeviri gerçekte bazı harf, fiil ve isimlerin mânalarını karşılayıp karşılamadığına veya ne ölçüde karşılandığına bakılmaksızın Kur’ânî ibarelerin harfen nakline dayanır.

 

Herhangi bir eserin dahi anlam ve içeriğinden hiçbir şey kaybetmeden başka bir dile çevrilmesi çok güç olduğuna göre Kur’ânı Kerîm’in tercümesi söz konusu edildiğinde bu güçlüğün ve onun doğurduğu sorumluluğun kat kat arTacağı açıktır. Zira Allah’ın mu‘ciz kelâmı olan Kur’an’ı fesahat, belâgat, îcâz ve üslûbuyla başka bir dile çevirmek imkânsızdır. Bununla birlikte Kur’an’ın bu özellikleri onun tercümesine engel değildir ve yüce mesajları dili ne olursa olsun her insana ulaşmalıdır.

 

Tercüme mu‘ciz belâgat yönünü ifade etmese de aslî mânalarda saklı bulunan diğer i‘câz cihetlerini muhafaza edebilir. Sonuç olarak pek çok âlim Kur’an’ın i‘câzını nazmına hasrederek Kur’an’ın mûcize oluş özelliğini ortadan kaldırdığı gerekçesiyle tercümeye karşı çıkarken diğer bir kısmı Kur’an’ın i‘câzını lafızlarda saklı olan mânalarda aramış, Kur’an’ın anlamları itibariyle mu‘ciz olduğunu söylemiş, anlamlar nakledilebildiğine göre tercümenin de mümkün olabileceğini düşünmüştür.

 

Bu akşam sizler için çok özel bir Kuranı Kerim sunuyoruz Eski Türkçe Çevirisi bu tarihi kitap 1926 Baskı oldukça iyi kondüsyonda ve eksiksizdir.

Osmanlıca Kuran-ı Kerim

Stok kodu: SKU 34647
650,00₺Fiyat
Adet
Tükendi

    Benzer Ürünler

    bottom of page